Ankilozan spondilit (AS) öncelikle omurgayı etkileyen bir artrit formudur, ancak diğer eklemler de buna dahil olabilir.
Ağrı,sertlik ve omurga eklemlerinin iltihabına neden olabilen AS, ileri vakalarda omurgada yeni kemik oluşumu ve sabit, hareketsiz bir konumda omurganın kaynamasına yol açabilir.
AS ayrıca omuzlar, kalça, kaburgalar, el ve ayakların küçük eklemleri gibi vücudun diğer bölgelerinde iltihaplanma, ağrı ve sertliğe neden olabilir. Bazen gözler tutulabilir (iritis veya üveit olarak bilinir) ve nadiren akciğerler ve kalp etkilenebilir.
Ankilozan spondilitin en belirgin özelliği hastalığın ilerlemesi sırasında sakroiliak eklemlerin tutulumudur. Sakroiliak eklemler, omurganın pelvisle birleştiği omurga tabanında bulunurlar.
AS belirtileri nelerdir?
Ankilozan spondilit (AS) seyri kişiden kişiye değişir. Belirtiler genellikle geç ergenlik çağında veya yetişkinlikte ortaya çıkmaya başlamakla birlikte çocuklarda veya ileri yaşlarda da ortaya çıkabilir.
Ağrı ve sertlik:
AS’nin en sık görülen erken belirtileri, sırt, bel ve kalçalarda sıklıkla ağrı ve sertliktir; ağrı birkaç hafta veya ay boyunca giderek artabilir . İlk başta, rahatsızlık sadece tek tarafta hissedilebilir.
Ağrı lokalize( belirli bir bölgeye sınırlı) değil yaygındır. Ağrı ve sertlik genellikle sabahları ve gece boyunca daha kötüdür, ancak sıcak bir duş veya hafif egzersiz ile ağrıyı azaltabilir.
Ağrı genellikle kalıcı (kronik) hale gelir ve her iki tarafta da hissedilir. Aylar ya da yıllar boyunca sürebilen sertlik ve ağrı zamanla omurganın üst taraflarına ve boyuna kadar yayılabilir. Kaburga, omuz başları, kalçalar, uyluklar ve topuklara kadar yayılmış ağrı hissedilmesi de mümkündür.
Nadir olarak bel ağrısı sırtın alt bölümünde değil de, kalça, ayak bileği, dirsek, diz, topuk ya da omuz gibi çevresel bir bölgede görülebilir. Bu ağrı çoğunlukla bağın veya tendonun kemiğe bağlandığı bölgenin iltihabından kaynaklanır. Çevresel eklemlerde inflamasyon ve ağrı AS’li çocuklarda daha sıktır. Sırt ağrısı olmadığından diğer bazı artrit formlarına benzeyebileceğinden AS tanısı konması zorlaşabilir.
Bağırsak iltihabı:
AS’li birçok insan da Crohn hastalığı veya ülseratif kolit ile ilişkili olabilen bağırsak iltihabı görülebilir.
Göz iltihabı:
AS sıklıkla iritis veya üveit şeklinde görülen gözlerde iltihaplanma görülebilir. AS olan kişilerin yaklaşık üçte biri en az bir kez göz iltihabı yaşayacaktır. Gözler ağrılı, sulu ve kırmızıdır, bulanık görme ve parlak ışığa karşı duyarlılık görülür.
AS tanısı nasıl konur?
AS tanısı genellikle bir romatoloji uzmanı tarafından konur. AS tanısı konurken dikkate alınması gereken noktalar şunlardır:
♦Başlangıcı genellikle 45 yaşın altındadır.
♦Ağrı üç aydan fazla sürer (yani, kroniktir).
♦Sırt ağrısı ve sertliği, özellikle gece ve sabah erken saatlerde hareketsizlikle birlikte kötüleşir.
♦Sırt ağrısı ve sertlik fiziksel aktivite ve egzersizle azalır.
Fiziksel muayane:
Fiziksel muayenede doktorunuz muhtemelen sırt, pelvis, sakroiliak eklemler, göğüs ve bacaklar boyunca ağrı ve hassasiyet olup olmadığını kontrol edecektir. Muayene sırasında doktorunuzun her yönden omurga hareketliliğindeki sınırlamaları kontrol edebilir.
İritis veya üveit hikayesi (göz iltihabı), gastrointestinal enfeksiyon öyküsü (örneğin, Crohn Hastalığı veya ülseratif kolit varlığı) ve AS aile öyküsü gibi diğer semptomlar ve göstergeler de dikkate alınır.
Radyolojik tetkikler:
Röntgen filminde herhangi bir bulgu görülmeyebilir. Genellikle bir kaç yıl sonra ortaya çıkar.
Manyetik rezonans görüntülemede (MRI) sakroiliyak eklemlerde şişme ve iltihaplanma görülebilir.
Kan testleri:
Ankilozan spondilitin belirlenmesine yönelik spesifik bir laboratuar testi bulunmamaktadır. Bazı kan testleri iltihabi süreci gösterebilir ancak iltihap birçok farklı sağlık probleminden kaynaklanabilir.
HLA-B27 gen testi yapılabilir ancak bu gene sahip birçok kişide ankilozan spondilit olmaz , çalışmalar bu gene sahip kişilerin sadece %2 civarında hastalık görüldüğünü belirtmektedir.
AS tedavisi nasıl yapılır?
Tedavinin amacı ağrı ve sertliği hafifletmek, komplikasyonları ve omurga deformitesini önlemek veya ertelemektir. Ankilozan spondilit tedavisinin başarılı olması hastalık eklemlerinizde geri dönüşü olmayan hasara neden olmadan önce yapılmasına bağlıdır.
İlaç tedavisi:
Naproksen (Naprosin) ve indometasin (Indocin) gibi steroidal olmayan anti-inflamatuvar ilaçlar (NSAİİ) ankilozan spondilit tedavisinde en sık kullanılan ilaçlardır. Enflamasyon, ağrı ve sertliği tedavi edebilirler. Bununla birlikte bu ilaçlar gastrointestinal yan etkileri olabilir.
NSAİİ’ler tedavide yardımcı olmazsa, doktorunuz bir tümör nekroz faktörü (TNF) bloke edicisi veya interlökin 17 (IL-17) inhibitörü gibi bir ilaç başlatmayı önerebilir. TNF blokerleri vücutta iltihaplanmaya neden olan hücre proteinini hedef alır. IL-17 vücudunuzun enfeksiyona karşı savunmasında ve ayrıca iltihaplanmada rol oynar.
TNF blokerleri ağrı, sertlik veya şişmiş eklemlerin tedavisinde yardımcı olur. İlaçlar deri altına enjekte edilerek verilir.
Ankilozan spondilit tedavisi için Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) tarafından onaylanan beş TNF bloke edici ilaçlar şunlardır:
Adalimumab (Humira), Certolizumab pegol(Cimzia), Eterdenet (Enbrel), Golimumab (Simponi, Simponi Aria),Infliximab (Remicade).
Secukinumab (Cosentyx), ankilozan spondilit tedavisinde FDA tarafından onaylanan ilk IL-17 inhibitörüdür.
Fizyoterapi:
Fizyoterapi tedavinin önemli bir parçasıdır ve ağrıdan kurtarmaya, güç ve esneklik kazanmaya kadar birçok avantaj sağlayabilir. İhtiyaçlarınıza göre özel egzersizler verilir. Hareket aralığı ve germe egzersizleri eklemlerinizde esneklik sağlamanıza ve iyi duruşunuzu korumanıza yardımcı olabilir. Doğru uyku ve yürüme pozisyonları, karın ve sırt egzersizleri dik duruşunuzu korumaya yardımcı olabilir.
Cerrahi tedavi:
Ankilozan spondilit hastalarının çoğunun ameliyat olması gerekmez. Bununla birlikte, şiddetli ağrı ya da eklem hasarı varsa ya da kalça ekleminiz hasar görürse doktorunuz cerrahiyi tavsiye edebilir.