SİNDİRİM SİSTEMİMİZ HAKKINDA 9 ŞAŞIRTICI GERÇEK

Baştan sona, bağırsaklarımız sağlığımız için önemli bir rol oynar ve insan biyolojisinin beklenmedik ve büyüleyici özelliklerinin kaynağıdır.

Örneğin, muhtemelen ince bağırsağınızın şaşırtıcı derecede uzun olduğunu duymuşsunuzdur. Ancak bağırsağınızın  bir tenis kortunu (2.800 metrekare) kapsayacağını biliyor muydunuz?

Aşağıda bağırsaklarımız ve sindirim sistemimiz ile ilgili dokuz büyüleyici gerçeğe göz atalım.

1-Midenizdeki asit derinizi yakacak kadar güçlüdür.

Peki neden midemizi yakmıyor? Çünkü kalın bir mukoza tabakası mide astarını korur ve içerideki asidi tutar.Mide asidi bazen bu mukus tabakasından yoksun olan özofagusa sızdığında yanma hissedilir ve bu durum mide ekşimesi olarak ifade edilir. Proton pompa inhibitörleri geçici olarak asit üretimini azaltmak ve yemek borusunun iyileşmesini sağlamak için kullanabileceğiniz ilaçlardır.

2-Bazı bakteri ve ilaçlar ülsere neden olabilir.

Aspirin, ibuprofen veya naproksen gibi steroidal olmayan anti-inflamatuar ilaçların (NSAID’ler) uzun süreli kullanımının mide mukusunu etkileyerek ülsere yol açabileceği artık bilinen bir gerçek.  Ülserler, mide asidi astara ulaştığında ortaya çıkar ve kanamaya başladığında ağrıya neden olabilir ve hatta hayati tehlike oluşturabilirler.

Helicobacter pylori adı verilen bir bakteri de ülsere neden olabilir. Avustralyalı doktor Barry Marshall  bu tezini H.pylori kültürünü içerek kanıtlamış ve kendisi ve meslektaşı bu keşfi için Nobel ödülü almıştır. 

Nobel prize is awarded to doctors who discovered H.pylori/ https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC1246068/

HELICOBACTER PYLORI NEDİR?

3-Mide kanserinin görülme sıklığı 1940’lı yıllarda ilk sırada iken günümüzde 8. sıraya düşmüştür.

Günümüzde mide kanseri görülme insidansının düşük olduğunu görüyoruz, bu kısmen kansere neden olan gıdaların daha az tüketilmesine bağlı. Ayrıca, H. pylori‘nin mide kanserine neden olabileceğini de biliyoruz ancak H.pylori‘nin günümüzde teşhis ve tedavisi artık nispeten daha kolaydır.

4-Bağırsaklarımızda deterjan var.

Safra asidi safradaki deterjanlardır ve karaciğer tarafından yapılan sindirim sıvılarıdır. Bu deterjanlar olmadan yağlar sindirilemez ve emilemez. Tıpkı bulaşık deterjanı gibi suyla yağın karışımı sindirim enzimleri ile birlikte yağların kan dolaşımına karışmasını sağlar.

5-Kolesterol ve yağlar tamamen birbirinden farklıdır.

Karaciğer safra asidi yapmak için kolesterolü kullanır ve safra, vücudumuzdaki aşırı kolesterolden kurtulmanın tek yoludur. Vücudumuz ayrıca östrojen ve testosteron gibi seks hormonlarını yapmak için kolesterolü kullanır. Karaciğer hastalığınız varsa, hormon sorunlarının yanı sıra yağların emilmesinde de sorun yaşarsınız.

Fakat yağlar, kolesterolden kimyasal açıdan farklıdır ve vücutta enerji kaynağı olarak kullanırlar. 

6-Gluten intoleransı olan çoğu kişide çölyak hastalığı yoktur.

Çölyak hastalığı glutene (buğday, arpa ve çavdardaki bir protein) karşı bağışıklık sisteminizin reaksiyon göstermesi ve ince bağırsağımıza zarar vermesine neden olan bir hastalıktır. Belirtileri karın ağrısı,şişkinlik, kronik ishal ve yorgunluktur. Nüfusun yaklaşık % 2’sinde ortaya çıkan bu hastalıkta iki tür genetik değişiklik mevcuttur ve gerçek çölyak hastalığına neden olur.

Glutene toleranssız olduklarını iddia eden birçok insan bu tanıya sahip değildir, ancak yine de düşük glutensiz veya glutensız diyetle daha iyi hissedebilirler.

ÇÖLYAK HASTALIĞI NEDİR?

7-Probiyotik takviyelerinin bağırsağınıza yardım etmesi her zaman pek olası değildir.

Sindirim sistemimizde birçok yararlı bakteri bulunur ancak probiyotik bir aşı (canlı veya kurutulmuş bakteri) alarak onlara destek verme olasılığı düşüktür. Bunun sebebi, bu yararlı bakterilerin çoğunlukla bağırsağımızda var olmasıdır. Probiyotik takviyeleri mide asidinden veya ince bağırsaklardaki safra ve enzimlerden nadiren kurtulurlar.

8-Prebiyotikler daha yararlıdır.

Bağırsak bakterilerini artırmak isterseniz yüksek lifli diyet veya lif takviyeleri alabilirsiniz. Lif, bakterilerin beslenerek sağlıklı kimyasallara dönüşebilecekleri bir prebiyotiktir. Bu da kolon kanserini önlemeye yardımcı olabilir.

9-Dışkı nakilleri eski ama modern bir tıp yöntemidir.

Dışkı mikrobiyota transplantasyonu, kolondaki yararlı bakterilerin iyileştirilmesi için kullanılan bir yöntemdir. Dışkı nakli için tek onaylanmış kullanım, antibiyotiklere yanıt vermeyen Clostridium difficile ile enfekte olmuş kişiler içindir.

Prosedür bir kolonoskopi yöntemi ile dışkınını sağlıklı bir kişiden hasta kişiye nakledilmesini içerir. ABD’de doktorlar, Clostridium difficile enfeksiyonlarının tedavisinde ilk dışkı nakillerini 1958’de kullanmışlardır. Fakat sindirim sorunlarının tedavisinde “sarı çorba” olarak adlandırılan dışkı süspansiyonunun Çinliler tarafından kullanımı 4. yüzyıla dayanmaktadır.

Kaynak:https://health.clevelandclinic.org/2016/03/9-amazing-weird-facts-gut/

Bunu da Okuyun

AĞIZ KURULUĞU NEDEN OLUR?

Tükürük ağzımızı nemlendirmek, temizlenmesini sağlamak ve yiyecekleri sindirmek için gereklidir. Ayrıca tükürük ağızdaki bakteri ve ...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.