OKSİDATİF STRES NEDİR? NASIL MÜCADELE EDİLİR?

Oksidatif stres terimi, bilim ve beslenme alanında sürekli bahsedilen ancak sağlığımız için ne anlama geldiği genellikle net olmayan bir terimdir.

Aslında araştırmalar, oksidatif stresin kanserin altında yatan bir neden olduğunu gösteriyor, bu yüzden bunu anlamak ve önlemek, sağlığımız için akıllı bir strateji olacaktır.

Oksidatif stres nedir?

Oksidasyon süreci, hücrelerin oksijeni metabolize etmesi (veya işlemesi) ve enerji ürettikçe gerçekleşen bir süreçtir. Bu süreç aynı zamanda, hücrelerimizdeki moleküller ile etkileşime giren, sonuçta mitokondri ve DNA hasarına neden olan serbest radikalleri de üretir.

 

Serbest radikaller belli bir noktaya kadar normal olarak kabul edilir ve vücut için gereklidir. Hasara neden olmasının yanında aynı zamanda onarımı da teşvik ederler. Sadece, serbest radikallerin miktarı, onarım süreçlerine boğulduğunda, bir sorun haline gelir. Bizim oksidatif stres dediğimiz şey budur.

Oksidasyon, aşağıdakileri içeren bir dizi durumda gerçekleşir:

-Hücreler enerji üretmek için glikoz kullandığında

-Bağışıklık sistemi bakterilerle savaşırken ve iltihap oluşturduğunda

-Toksin ve sigara  dumanı gibi etkenler vücudumuza girdiğinde

Aslında, vücudumuzda herhangi bir anda meydana gelen ve oksidasyona neden olabilen milyonlarca işlem vardır. Fiziksel ve / veya duygusal olarak stresli olduğumuzda oksidasyon artar. Yeterince antioksidanınız mevcut olduğu sürece bir denge sağlanır ve hasar önlenir.

Oksidatif stres, serbest radikallerin miktarı antioksidan miktarını aştığında gerçekleşir. O zaman oksidasyon hücrelerimize, proteinlere ve DNA’mıza zarar verir.

Oksidatif stresiniz olup olmadığını nasıl anlarsınız?

Oksidatif stres varlığı olabileceğini düşündüren dikkat etmeniz gereken birkaç bulgu şunlardır:

-Yorgunluk

-Hafıza kaybı ve / veya kafa karışıklığı

-Kas ve / veya eklem ağrıları

-Ciltte kırışıklıklar ve saçların beyazlaması

-Görmede azalma

-Baş ağrısı ve gürültüye duyarlılık

-Enfeksiyonlara duyarlılık

Oksidatif stres aynı zamanda kronik yorgunluk sendromu, fibromiyalji, diyabet, Alzheimer hastalığı, anksiyete, uykusuzluk, kanser ve daha birçok sağlık durumuyla ilişkilendirilmiştir.

Oksidatif stres nasıl azaltılır?

Oksidatif stresi azaltmak için iki yol vardır.

Gereksiz oksidasyona maruz kalmaktan kaçınmak ve antioksidanları arttırmak. Bunları sırasıyla inceleyelim.

Oksidasyona Maruz Kalmanın Azaltılması

Stres, toksinler ve enfeksiyonlara maruz kaldığımız zaman oksidasyon artar. Ayrıca şeker ve kimyasallar tarafından da arttırılır.

Organik yiyecekleri seçmek ve çevrenizde toksinlerden kaçınmak büyük bir fark yaratır. Stresi azaltmak da yardımcı olur. Vücudunuzda gereksiz oksidasyonu azaltmak için yapabileceğiniz 4 şey:

1-Şeker ve işlenmiş gıdalardan kaçının.

Vücudumuz şekeri işlemesi gerektiğinde, oksidasyona yol açar ve daha fazla şeker oluşturulur, bu da daha fazla oksidasyona neden olur. İşlenmiş gıdalar genellikle, oksidasyona neden olan şeker ve / veya diğer kimyasalları içerir. Bu da oksidatif stres yaratır, bu yüzden kan şekerinizi miktar olarak daha az ve sık yemeklerle dengelemek gerekir.

2-Enfeksiyon geçirmeyeye çalışın.

Bağışıklık sistemi bir enfeksiyonla savaşırken oksidasyon meydana gelir, bu yüzden hastalandığınız zaman, vücudunuzun enerjisi azalır.

3-Stresinizi azaltmak için gün içinde kendinize zaman ayırın.

Çok basit görünebilir fakat kendinizi daha iyi hissetmek için ve günlük stresinizi azaltmak için aşağıdaki bazı fikirleri uygulayabilirsiniz:

-Egzersiz

-Meditasyon

-Bir arkadaşınız ile konuşmak

-Doğanın keyfini çıkarmak

-Günlük tutma

-Komik bir şov izlemek

-Yürüyüş yapmak

4- Toksinlerden uzak durun.

Organik yiyecekleri seçin ve sigara, egzoz dumanı ve plastik maddeler kullanmaktan kaçının. Kişisel bakımınız ve toksik bileşenler için temizlik ürünlerini kontrol edin ve toksik olmayan alternatifleriyle değiştirin.

Antioksidan Miktarının Arttırılması

Oksidanlardan ne kadar kaçınırsanız kaçının, toksinlere ve strese maruz kalacaksınız, bu yüzden bir sonraki adım, vücudunuza daha fazla yardımcı olmak için yapacağınız şey antioksidanları arttırmaktır.

En güçlü anti-oksidanlardan biri, vücut tarafından üretilen glutatyondur. Üç amino asitten – glisin, glutamat ve sistein – yapılır ve kükürt içerir, ki bu onu çok etkili kılar. Vücudunuzun daha fazla glutatyon yapmasına yardımcı olan yiyecekleri yiyin. Başlıcaları şunlardır:

♦Kuşkonmaz

♦Şeftali

♦Ceviz

♦Ispanak

♦Domates

♦Sarımsak

♦Soğan

♦Brokoli, lahana ve turpgiller

♦Avokado

♦Fındık gibi kuruyemişler

♦Yeşil ve siyah çay

♦Tarçın

♦Zencefil

♦Zerdeçal (Curcumin olarak da bilinir)

ZERDEÇALIN FAYDALARI SAYMAKLA BİTMEZ

Veya aşağıdakileri içeren takviyeleri alabilirsiniz:

♦N-asetil sistein(NAC)

♦Glisin

♦Glutamin

♦Metilfolat

♦B12 vitamin

♦Selenyum

♦Alfa lipoik asit

Aşağıdaki takviyelerin  de glutatyonu arttırdığı gösterilmiştir:

♦C ve  E vitaminleri

♦Çinko

♦Magnezyum

♦D vitamini

Bunu da Okuyun

AĞIZ KURULUĞU NEDEN OLUR?

Tükürük ağzımızı nemlendirmek, temizlenmesini sağlamak ve yiyecekleri sindirmek için gereklidir. Ayrıca tükürük ağızdaki bakteri ve ...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.